Bir firmanin iflas sinir bölgesin`de bulunmasi ve batma ile karsi karsi gelmesi Iktisatta gibi hicbir yerde ilginc degildir.

Iflas döneminde,-yani iflas icinde bulanin kisiler ve baska firmalar cogu zorluklarla karsilasirlar- ve özelikle danismanlara büyük is düser. Cogu zaman en az - kanun verdigi üc hafta zaman`dan az zaman kalmaktadir - bu zaman icinde firmanin gelecegini tartilisir. Bu durumda en cok para ve insan talihi tartilisir. Yanlis toleranzi sifirdir, ve en büyük düsman ise "Zaman" ve "Para`dir".

Böylelikle sirket bir korsa icinde bulunmaktadir, sözlesme yüklümü, ekonomik iliski ve bagimlilik icindedir. Bu bütün karisik ve birbirine bagliliklari en kisa zamanda anlamak ve cözmek, hukuki aksiyonlari dogru uygulamak ve sonuc etkisini.iyi tahmin etmek gerekmektedir.

Bir sirketin böyle durumda bulunmasi, yillarca bir sirketin ayni yönetimle, yeniliklerden karcirilmasi ve yenilikler uygulanmamis olmasi, yani piyaseye uymamanin nedenidir. Bir yandan alacakli, yani kredi veren, sirketin basarisina inanarak kredi vermistir ve parasini zamaninda geri öndenmesini ister. Bu inanc iflas zamaninda cok azdir ve gittikce azalir. Özellikle alici, - maliye müdürlügü ve sosyal sigorta kuruluslari gidis manivelayi gerginlestirmistir. Bazilari kanuni kolu kullanmiyorlar ama bu durumu kendileri icin kullanmaya calisoyorlar - acele ihtiyac bulunalicak Maddeleri sadece zorlulukla vermektedirler. Cogu zaman gecmiste ödün vermis Personel ile karsilasilir.

Iflaz durumunda cogunda varlik kaybetmek yani hayat cartlarini koruma korkusu altindadirlar.